Atatürk'ün Kronolojisi

25 Ocak 2009 Pazar



1881: Selanik'te doğdu.

1893: Askeri Rüştiye'ye girdi ve Kemal adını aldı.

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi'ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi'ne girdi.

1899 Mart 13: İstanbul Harp Okulu Piyade sınıfına girdi.

1902: Harp Akademisi'ne girdi ve burada gazete çıkardı.

1905 Ocak 11: Harp Akademisi'ni Yüzbaşı olarak bitirdi, Şam'a 5. Ordu'nun 30. Süvari Alayı'nda staj yapmak için atandı.

1906 Ekim: Şam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. Şam'da topçu stajını yaptı ve Kolağası oldu

1908 Temmuz 23: Meşrutiyet'in ilan edilmesi için çalışmaları.

1909 Mart 31: 31 Mart ihtilalinde Hareket Ordusu Kurmay Subayı olarak çalıştı.

1911 Eylül 13: Mustafa Kemal, İstanbul'a Genelkurmay'a naklen atandı.

1911 Kasım 27: Mustafa Kemal, Binbaşılığa yükseldi.

1912 Ocak 9: Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta Tobruk saldırısını yönetti.---------------->

1913 Ekim 27: Mustafa Kemal, Sofya Ateşemiliterliği'ne atandı.

1914 Mart 1: Mustafa Kemal, Yarbaylığa yükseltildi.

1915 Şubat 2: Mustafa Kemal, Tekirdağı'nda 19. Tümeni kurdu.

1915 Şubat 25: Mustafa Kemal'in Maydos'a gidişi.

1915 Nisan 25: Mustafa Kemal, Arıburnu'nda İtilaf Devletleri'ne karşı koydu.

1915 Haziran 1: Mustafa Kemal'in Albaylığa yükselişi.

1915 Ağustos 9: Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığı'na atandı.

1915 Ağustos 10: Mustafa Kemal, Anafartalar'dan düşmanı geri attı.

1916 Nisan 1: Mustafa Kemal'in Tuğgeneralliğe yükselişi.

1916 Ağustos 6: Mustafa Kemal, Bitlis ve Muş'u düşman elinden kurtardı.

1917 Eylül 20: Mustafa Kemal, memleketin ve ordunun durumunu açıklayan raporunu yazdı.

1917 Ekim: Mustafa Kemal, İstanbul'a döndü.

1918 Ekim 26: Mustafa Kemal, Halep'in kuzeyinde bugünkü sınırlarımız üzerinde düşman saldırılarını durdurdu.

1918 Ekim 30: Mondros Mütarekesi'nin imzalanması.

1918 Ekim 31: Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'na atanması.

1918 Kasım 13: Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nın kaldırılması ve Mustafa Kemal'in İstanbul'a dönüşü.

1919 Nisan 30: Mustafa Kemal'in Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettişliği'ne atanması.

1919 Mayıs 15: İzmir'e Yunan'lıların asker çıkarması.

1919 Mayıs 16: Mustafa Kemal, Bandırma vapuruyla İstanbul'dan ayrıldı.

1919 Mayıs 19: Mustafa Kemal, Samsun'a çıktı.

1919 Haziran 15: Mustafa Kemal, 3. Ordu Müfettişi ünvanını aldı.

1919 Haziran 21: Mustafa Kemal, Ulusal Güçleri Sivas Kongresi'ne çağırdı.

1919 Temmuz 8 / 9: Mustafa Kemal, askerlikten çekildi. (Saat: 20:50)

1919 Temmuz 23: Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Erzurum Kongresi'nin toplanması ve bir Temsil Kurulu seçerek dağılması. (7 Ağustos 1919)

1919 Eylül 4: Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Sivas Kongresi'nin toplanması ve 11 Eylül'de sona ermesi.

1919 Eylül 11: Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti Heyet Temsiliyesi Başkanlığı'na saçildi.

1919 Ekim 22: Amasya Protokolü'nün imzalanması.

1919 Kasım 7: Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.

1919 Aralık 27: Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye'yle birlikte Ankara'ya geldi.

1920 Mart 20: İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girişimi.

1920 Mart 18: İstanbul'da Meclis-i Mebusan'ın son toplantısı.

1920 Mart 19: Mustafa Kemal tarafından Ankara'da üstün yetkiyi taşıyan bir Millet Meclisi toplanması hakkında illere duyuruda bulunulması.

1920 Nisan 23: Mustafa Kemal, Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açtı.

1920 Nisan 24: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı seçildi.

1920 Mayıs 5: Mustafa Kemal'in başkanlığında ilk Hükümet'in toplantısı.

1920 Mayıs 11: Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından ölüm cezasına çarptırıldı.

1920 Mayıs 24: Mustafa Kemal'in cezası Padişah tarafından onaylandı.

1920 Ağustos 10: Osmanlı İmparatorluğu delegeleriyle İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması'nın imzalanması.

1920 Ocak 9 / 10: Birinci İnönü Savaşı.

1921 Ocak 20: İlk Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun esas maddelerinin kabulü.

1921 Mart 30 / Nisan 1: İkinci İnönü Savaşı.

1921 Mayıs 10: Mustafa Kemal tarafından Büyük Millet Meclisi'nde Anadola ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'nun kurulması ve Mustafa Kemal'in Grup Başkanlığı'na seçilmesi.

1921 Ağustos 5: Mustafa Kemal'e Başkumandanlık görevinin verilmesi.

1921 Ağustus 22: Mustafa Kemal'in yönetiminde Sakarya Meydan Savaşı'nın başlaması.

1921 Eylül 13: Sakarya Meydan Savaşı'nın kazanılması.

1921 Eylül 19: Mustafa Kemal'e Mareşallik rütbesinin verilmesi ve Mustafa Kemal'in Gazi ünvanını alması.

1922 Ağustos 26: Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepe'den Büyük Taarruz'u yönetmesi.

1922 Ağustos 30: Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Savaşı'nı kazanması.

1922 Eylül 1: Gazi Mustafa Kemal'in: "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, İleri !" emrini vermesi.

1922 Eylül 9: Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesi.

1922 Eylül 10: Gazi Mustafa Kemal'in İzmir'e gelişi.

1922 Ekim 11: Mudanya Mütarekesi'nin imzalanması.

1922 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in önerisi üzerine saltanatın kaldırılması.

1922 Kasım 17: Vahdettin'in bir İngiliz harp gemisiyle İstanbul'dan kaçması.

1923 Ocak 29: Gazi Mustafa Kemal'in Latife Hanım'la evlenmesi.

1923 Temmuz 24: Lozan Antlaşması'nın imzalanması.

1923 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Halk Fırkası'nı kurması.

1923 Ağustos 11: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na seçilmesi.

1923 Ekim 29: Cumhuriyet'in ilan edilmesi.

1923 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı olması.

1924 Mart 1: Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'nde Halifeliği kaldırması ve öğretimin birleştirilmesi hakkında açış nutkunu söylemesi.

1924 Mart 3: Hilafetin kaldırılması, öğrenimin birleştirilmesi, Şer'iyeve Evkaf Vekaletiyle (Bakanlığıyla), Erkanıharbiyei Umumiye Vekaletinin kaldırılması hakkındaki yasaların Büyük Millet Meclisi'nce kabul edilmesi.

1924 Nisan 20: Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun kabul edilmesi.

1925 Şubat 17: Aşarın kaldırılması.

1925 Ağustos 24: Gazi Mustafa Kemal'in ilk defa Kastamonu'da şapka giymesi.

1925 Kasım 25: Şapka Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.

1925 Kasım 30: Tekkelerin kapatılması hakkındaki kanunun kabulü.

1925 Aralık 26: Uluslararası takvim ve saatin kabulü.

1926 Şubat 17: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.

1927 Temmuz 1: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı sıfatı ile ilk kez İstanbul'a gitmesi.

1927 Ekim 15 / 20: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kurultayı'nda tarihi Büyük Nutku'nu söylemesi.

1927 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.

1928 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri hakkındaki nutkunu söylemesi.

1928 Kasım 3: Türk Harfleri Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.

1931 Nisan 15: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih Kurumu'nun kurulması.

1931 Mayıs 4: Gazi Mustafa Kemal'in 3.kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.

1932 Temmuz 12: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Dil Kurumu'nun kurulması.

1933 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in 10. Yıldönümünde tarihi nutkunu söylemesi.

1934 Kasım 24: Gazi Mustafa Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafından ATATÜRK soyadının verilmesi kanununun kabul edilmesi.

1935 Mart 1: Atatürk'ün 4. kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.

1937 Mayıs 1: Atatürk'ün çiftliklerini Hazine'ye ve taşınamaz mallarını da Ankara Belediyesi'ne bağışlaması.

1938 Mart 31: Atatürk'ün hastalığı hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin ilk resmi duyurusu.


1938 Eylül 15: Atatürk'ün vasiyetnamesini yazması.


1938 Ekim 16: Atatürk'ün hastalık durumu hakkında günlük resmi duyuruların yayınına başlanması.

1938 Kasım 10: Atatürk'ün ölümü. (Perşembe, saat: 09.05)

1938 Kasım 11: İstanbul Şehir Meclisi'nin olağanüstü toplantı yapması. Saraydaki Cumhurbaşkanlığı forsunun indirilerek yerine yarıya kadar indirilmiş Türk Bayrağı'nın çekilmesi.

1938 Kasım 12: Atatürk'ün ölümü dolayısıyla, Yüksek Öğretim gençliğinin Üniversite Konferans Salonu'nda toplanması.

1938 Kasım 13: Gençliğin Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde toplanarak Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i koruyacaklarına ant içmeleri.

1938 Kasım 14: Büyük Millet Meclisi çok hazin bir toplantı yaptı.

1938 Kasım 15: Hükümet Atatürk'ün Ankara'da ebedi istirahat yerine konulacağı 21 Kasım 1938 tarihini ulusal yas günü olarak duyurdu.

1938 Kasım 16: İstanbul'lular Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'ndaki katafalkı önünde sabahın ilk saatlerinden gecenin son saatlerine kadar saygı ve üzüntü içinde son görevlerini yaptılar.

1938 Kasım 19: Büyük bir törenle, Atatürk'ün Dolmabahçe'den alınan yüce cenazesi, önce Sarayburnu'na, oradan Zafer torpidosuyla Yavuz zırhlısına götürüldü.Yavuz zırhlısıyla İzmit'e kadar götürülen tabut, oradan Ankara'ya yolcu edildi.

1938 Kasım 20: Atatürk'ün sevgilinaşı Ankara'ya ulaştı ve Ankara'da Büyük Millet Meclisi önündeki katafalka konuldu. Ankara'lılar da son görevlerini saygıyla yaptılar.

1938 Kasım 21: Atatürk'ün cenazesinin Etnoğrafya Müzesi'ndeki Geçici Kabre konulması.

1938 Kasım 25: Atatürk'ün vasiyetnamesinin açılması.

1938 Aralık 26: Atatürk'ün "Ebedi Şef" sanıyla anılmasının kabul edilmesi.

1953 Kasım 4: Atatürk'ün Geçici Kabri'nin açılması.

1953 Kasım 10: Atatürk'ün cenazesinin Anıt-Kabir'e nakledilmesi.





Yıkın Heykellerimi

18 Ocak 2009 Pazar


Yıkın Heykellerimi
------
Ey milletim,
Ben, Mustafa Kemal'im...
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
Hâlâ "en hakiki mürşit" değilse ilim,
Kurusun damağım, dilim.
Özür dilerim...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın diktiğiniz heykellerimi...

Özgürlük hâlâ
En yüce değer değilse eğer...
"Prangalı kalsın" diyorsanız, köleler...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın diktiğiniz heykellerimi...


Yoksa "çağdaş medeniyet"in bir anlamı,
Ortaçağ'a taşımak istiyorsanız zamanı,
Baş tacı edebiliyorsanız
Sanatın içine tüküren adamı...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın diktiğiniz heykellerimi...


Yetmediyse acısı şiddetin, savaşın,
Anlamı kalmadıysa
"Yurtta sulh, dünyada barış"ın,
Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın diktiğiniz heykellerimi...


Özlediyseniz fesi, peçeyi,
Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi,
Hâlâ medet umuyorsanız
Şıhtan, şeyhten, dervişten,
Şifa buluyorsanız
Muskadan, üfürükçüden...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın diktiğiniz heykellerimi...


"Eşit olmasın" diyorsanız kadınla erkek...
"Kara çarşafa girsin" diyorsanız
Yobazın gazabından ürkerek...
Diyorsanız ki,
"Okumasın kadınımız, kızımız; budur bizim alın yazımız..."...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın diktiğiniz heykellerimi...


Fazla geldiyse size, hürriyet, Cumhuriyet...
Özlemini çekiyorsanız
Saltanatın, sultanın...
Hâlâ önemini anlayamadıysanız
"Ulus" olmanın...
Kul olun, ümmet kalın,
Fetvasını bekleyin Şeyhülislam'ın...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın diktiğiniz heykellerimi...
RAHAT BIRAKIN BENİ!

Süleyman Apaydın

Bir Askerin Mezarına

Bir Askerin Mezarına

Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir,
Beyaz taş var, onun altında bayraklar
Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken...
Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt
İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir
Asker yatıyor...
Onun hâbı istirahate çekildiği şu
Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler.
Kadınlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar
Nâle eylediler, çocuklar ağladılar.
Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin
Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak,
Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin
Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan
Ona nâilini intizar olmuş!...

Mustafa Kemal
· Harbiye talebesi iken yazmıştır

Gülmek Herkes Gibi O'na da Çok Yakışıyor...

Bu kadar gülen, gülümseyen Atatürk fotoğrafını ilk defa bir arada görüyorum.


Yalnız şu günlerde Türkiye'de olanlardan, en rahatsız olan Türk'ün de O olduğunu adım gibi biliyorum.





Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün, 'Ne mutlu Türküm diyene!'' anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti' nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.
Cesaretin bittiği yerde, Esaret başlar.

--
Bir gülüş kadar içten
Bir gülüş kadar gerçeğiz
Kim olduğumuz, ne olduğumuz önemli değil
Kendimizi ifade edebildigimiz yerdeyiz
Sevildiğimiz kadar değil
Sevebildiğimiz kadar değerliyiz!

Tüm Fotoğraflar İçin Alttaki Resmi Tıklayın


Herkes Gibi O'na da Yakışıyor Gülmek...

Kendi Sesiyle Atatürk

1966 yılında Milliyet gazetesi ve Philips firmasının işbirliği ile yapılan bu 45'lik plak'da Atatürk'ün 10. yıl nutku ve 1935 meclis açılışında yaptığı kurultay konuşması bulunmakta.

İçerik:

  • 10. Yıl Nutlu
  • 1935 Kurultayı

O'nu Arıyoruz...

30 Aralık 2008 Salı


BÜYÜK ATATÜRK !

Sana karşı çok mahcubuz, utancımız büyük...

Ne çağdaş medeniyetlerle yarışabildik yokluğunda,
Ne de önder olduk Türk uyruğuna.

"Ne Mutlu Türküm Diyene!" demekle yetinmedik
Yok sayarak seni, aramıza ayrılıkçı tohumlar ektik

Seni yorulmadan izleyeceğini söyleyenlere
"Yorulmamak ne demek? Yorulmadan olur mu?
Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz.." dedin ya...
Kolay geldi, biz başlamadan yorulduk.

Seni andık 10 Kasımlarda ama anlamadık
Anlamaya da çalışmadık büyük, mağrur duruşumuzla
Seni özledik ama Atatürk olmaya çalışmadık

Bizi affet...


Atatürk'e Göre Atatürk

5 Aralık 2008 Cuma




Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.


¤¤¤¤¤¤

İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!

¤¤¤¤¤¤

Benim için dünyada en büyük mevki ve mükâfat, milletin bir ferdi olarak yaşamaktır. Eğer Cenab-ı Hak beni bunda muvaffak etmiş ise, şükrederim. Bugün olduğu gibi ömrümün nihayetine kadar milletin hizmetinde olmakla iftihar edeceğim.

¤¤¤
Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.

¤¤¤¤¤¤

Pekâlâ bilirsiniz ki benim bütün hayatımda bu ana kadar güttüğüm gaye, hiçbir vakit kişisel olmamıştır. Her ne düşünmüş ve her neye girişmiş isem, daima memleketin, milletin ve ordunun adına ve menfaatine olmuştur. Hiçbir zaman şahsımın üstünlüğünü ve sivrilmemi göz önüne almamışımdır.

¤¤¤¤¤¤

Memleket ve milletin kurtuluşu ve mutluluğu için çalışmaktan başka bir maksadım yoktur. Bu, bir insan için kâfi bir sevinç ve haz temin eder. Benimle beraber olan arkadaşlarım, bütün vatandaşlarım da aynı maksadı takip etmektedirler. Şahsî ve ailevî huzur ve mutluluğun, milletin huzur ve mutluluğuyla ayakta durduğunu, memleketin güvenlik ve dokunulmazlığıyla mümkün olduğunu gerçek ve ciddî bir surette anlamışlardır. Ben ve benimle beraber olanlar, hedefimizin yüceliğine, yolumuzun doğruluğuna eminiz. Bunda asla şüphe ve tereddüdümüz yoktur. Milletimizin, Türk milletinin yakın, uzak tarihine lüzumu kadar bilgimiz vardır, Mazinin derslerini, bugünün ve geleceğin hayatı için göz önünde tutmak dikkatinden mahrum değiliz. Yaptığımız hizmetlerle övünmüyoruz. Yapacağımız hizmetlerin, iftihar sebebi olabileceği ümidiyle avunuyoruz.

¤¤¤¤¤¤
(Çevresindekilere söylediği bir söz) :
Beni övme sözlerini bırakınız; gelecek için neler yapacağız, onları söyleyin!

¤¤¤¤¤¤

Benim ihtiraslarım var, hem de pek büyükleri; fakat bu ihtiraslar, yüksek mevkiler işgal etmek veya büyük paralar elde etmek gibi maddî emellerin tatminiyle ilgili bulunmuyor. Ben bu ihtiraslarımın gerçekleşmesini, vatanıma büyük faydaları dokunacak, bana da gerektiği gibi yapılmış bir vazifenin canlı iç rahatlığını verecek büyük bir fikrin başarısında arıyorum. Bütün hayatımın ilkesi, bu olmuştur. Ona çok genç yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da onu koruyacağım.

¤¤¤¤¤¤

Allah bilir, hayatımda bugüne kadar orduya faydalı bir üye olabilmekten başka vicdanî bir emel edinmedim. Çünkü vatanın korunması, milletin mutluluğu için her şeyden evvel ordumuzun, eski Türk ordusu olduğunu dünyaya bir daha ispat lüzumuna çoktan inanmış idim. Bu inanca ait emellerimin şiddeti, ihtimal beni pek ziyade aşırı davranışlı göstermişti. Fakat zaman, saf ve temiz dimağlardan doğan fikrî gerçekleri -kabulünden çekinilse dahi- uygulattırır.

¤¤¤¤¤¤

Biz, eğer millet ve tarih önünde herhangi bir hata işliyorsak, bunun sorumluluğunu vicdan ve sağduyumuzda hissetmekten ve ödemekten, hiçbir zaman çekinecek insanlar değiliz.

¤¤¤¤¤¤

(Mallarını millete bağışlaması nedeniyle söylemiştir) :
Mal ve mülk, bana ağırlık veriyor. Bunları, soylu milletime geri vermekle büyük ferahlık duyuyorum. Zenginlikten ne çıkar; insanın serveti, kendi manevî şahsiyetinde olmalıdır!


¤¤¤¤¤¤

Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben, milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım! Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından tanıyanlarca bu aşkım bilinir. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması, mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır. Ben şahsen, bu
saydığım özelliklere çok ehemmiyet veririm ve bu özelliklerin kendimde varlığını iddia edebilmek için milletimin de aynı özellikleri taşımasını şart ve esas bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evlâdı
kalmalıyım! Bu sebeple millî bağımsızlık, bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri gerektirdiği takdirde insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereğinden olan dostluk ve siyaset münasebetlerini, büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım!